29.09.2020

MERHAMET

MERHAMET

İnsanı insan yapan erdemlerin belki en başında yeralan duygu mehamet..

Bir işe başlarken dilimizden düşürmediğimiz besmelenin içinde yer alan Rahman ve Rahim sıfatı…

İnsanın bu imtihan dünyasında büyüdüğü rızıklandığı yer  yine merhamet kelimesi ile ilgili ‘ana rahmi’.

Dünyaya  gözlerin açtığında tek silahı yine anne ve babasının ona karşı merhamet ve şafkat duygusu..

Daraldığında ,dünyanın musibetleri felaketleri hastalıkları onu sardığında  sığınağı yine merhamet  ….

Merhametlilerin en merhametlisi…

Onu esfele safilinden (aşağıların aşağısı)  kurtarıp  ahseni takvim (en yüce makama ve kıvama) ulaştıracak  

şey merhamet….

Hz. Peygamber'in (s.a.v), torunu Hz. Hasan’ı severken öptüğünü gören Akra’ b. Habis: “Ya Rasulallah!

Benim on çocuğum var, ben onlardan hiç birini öpmedim.” deyince, Hz. Peygamber şöyle karşılık verdi.

Allah senin kalbinden merhamet duygusunu söküp almışsa ben ne yapabilirim? Merhamet etmeyene

merhamet edilmez.” | Hadis-i Şerif Meali, Kaynak: Buhârî, Edeb, 18.

Evet  …Merhametini  kaybeden  insan   insanlığını kaybetmiş zavallı bir hale gelmiştir.Ancak burda

dikkatimizi çeken nokta ‘Allah senin kalbnden  söküp aldıysa ‘ ifadesi.

Bunun manası nedir?

Kainatta Allahın  koyduğu yasalar (sünnetullah)….Yani  sen aklını fikrini ve sana verilmiş her türlü enerjiyi 

zulme kötülüğe  merhametsizlige sarfedersen  o muhteşem duygudan,o armağandan mahrum olur,kendi

yapıp ettiğinden  dolayı bu manzarayı ve onun akıbetlerini yaşarsın…Rabbimizin bize sonsuz rahmetinden

bahşettiği hediyelere hürmet ve şükür ister.Şükür ile ilgili şunu da ifade etmek gerekir gerçek manada

şükür verilen nimeti veriliş amacına yani kulluk noktasında değerlendirmektir.En büyük teşekkür nimeti

verene ve sınırlarına hürmettir.

Peki kime merhamet ve nasıl?

İlk sıraya koyabileceğimiz insanın belkide kendine merhamet etmesidir.Allah’ın ona verdiği bedene,

ruha,akla ve her türlü emanate karşı rahmet duygusuyla donanarak muamele etmek…

Allah Rasulü veda hutbesinde ‘’Ashabım! Nefsinizin de üzerinde hakkı vardır’’ buyurması bu hususa işaret

etmektedir.Yani akıl,ruh ve beden sağlığına dikkat etmesi insanın kendisine merhamet etmesi aksi ise kendine yazık etmesidir.

Bu durumun başka bir yönü ise Rabbimizin sınırlarına riayet etmemek Rabbimizin sınırlarına riayet

etmemek  …

Hz.Adem ve Hz. Yunus’un dualarında dikkatimizi çeken bir kelime var:  Zulüm …

Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik,eğer bizi bağışlamaz ve bize rahmetinle

muamele etmezsen muhakkak ziyana uğrayacaklardan oluruz." (Araf ,7/23)

Senden başka İlâh yoktur. Sen, Sübhân’sın (her şeyden münezzehsin). Muhakkak ki ben, zâlimlerden

oldum.” (Enbiyâ Sûresi, 87)

Sınırlara riayet etmeyip çizgiyi aşanlar ,kendilerine yazık edenler yine o engin merhemete sğınmalı ve af

dilemelidir.

Anne babaya merhamet…

‘’Rabbin, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anaya-babaya iyi davranmanızı kesin olarak

emretti. Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara “öf!” bile

deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle.(İsra /23)

Anne babaya yapılacak en küçük saygısızlığı Rabbimiz bu ayet ile yasaklıyor.Akabinde de:

‘’Onlara merhametle ve alçak gönüllülükle kol kanat ger. "Rabbim! Onlar nasıl küçüklükte beni şefkatle  

eğitip yetiştirdilerse şimdi sen de onlara merhamet göster" diyerek dua et.’’(İsra/24)

Anne baba sözkonusu olduğunda rahmetin ve merhametin adı hürmet yani saygı oluyor.

Eşlerin biribirine merhameti

‘’Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet

 var etmesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için

elbette ibretler vardır.’’(Rum suresi/21)

Sevgi ve merhametin buradaki boyutu ise nezakettir.

Akrabaya merhamet...sıla-i rahm

Bazı hadislerde de Allah’ın rahmân ismiyle sıla-i rahim arasında ilişki kurularak bu görevi yerine getirenlerin

ilâhî rahmetten nasiplerini alacaklarına, ihmal edenlerin ise rahmetten yoksun kalacaklarına işaret

edilmektedir.

“Beni cennete götürecek bir iş söyler misiniz?” şeklindeki bir sorusuna Hz. Peygamber, “Allah’a kulluk edip

O’na hiçbir şeyi ortak koşmazsın; namazını kılar, zekâtını verirsin ve akrabanı gözetirsin” diye cevap

vermiştir (ayrıca bk. Müsned, V, 417, 418; Buhârî, “Zekât”, 1; “Kefâlet”, 4; Müslim, “Îmân”, 12, 14).

Buhârî’nin el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ’inde, “Kim akrabasına ilgi gösterirse Allah da ona ilgi gösterir” şeklindeki

başlık altında kaydedilen bir hadise göre (“Edeb”, 13)  Allah Teâlâ, ana rahmine bağlı akrabalık düzenini

kurduktan sonra bu bağları yaşatanlara kendisinin ilgisinin süreceğini, akrabalık bağlarını koparanları ise

kendi ilgisinden mahrum bırakacağını bildirmiştir.

İnsana merhamet….

bir gün bir Yahudi komşusu, oğlunun vefat etmek üzere olduğunu söyleyip hüznünü ifade edince Allah

Resûlü hemen kalkıp ölüm döşeğindeki genci ziyarete gitmiştir. O hiçbir zaman ve hiçbir yerden eli boş

dönmediği ve Allah’ın izniyle her yerde gönüller kazandığı gibi oradan da o gencin kalbini kazanarak

dönmüştür. Efendimiz, acılar içinde kıvranan genci görünce onun hâline acımış ve ona şehadet getirmesini

tavsiye etmiştir. O, babasının yüzüne “izin ver” dercesine bakınca ve babası da “Ebû Kasım’a itaat et

oğlum.” deyince gencin dudaklarından “Lâilâhe illallah, Muhammedun Resûlullah” sözleri dökülüvermiştir.

"Allah, insanlara merhamet etmeyene rahmette bulunmaz." (Buhâri, Tevhid 2, Edeb 27; Müslim, Fedail 66, Tirmizi, Birr 16)

Hayvana merhamet..

Hadis-i Şerifte bir kediyi hapsedip onu ölüme terkeden birinin Allah’ın gazabına ugradığını (Buhârî, Bed'ü'l-

Halk 17, Şirb 9, Enbiya 50; Müslim, Birr 151, (2242)]     başka bir hadiste ise bir kediye ayyakbısı ile su

veren günahkar bir kadının affedildiğinden [Müslim, Tövbe 155, (2245)] bahsedilmektedir.

Örnekleri ve konunun farklı yönlerini zikretmek elbette mümkün ancak bütün bu boyut ve örnekler insanın

en temel vasıflarından birinin merhamet olduğunun mesajını vermektedir.Cenab-ı Hak bizi merhamet

sıfatından mahrum etmesin ve merhamete layık kullarından eylesin….Amin