03.06.2022

İSLAM VE ÇEVRE KONULU MAKALE

Çevre en genel ifadesiyle içerisinde bütün canlıların yaşadığı ortamdır. Allah Teala çevreyi bir düzene göre yaratmıştır. Onun var ettiği bu çevre insanlık için en ideal düzeni oluşturmaktadır. Kâinatta yer alan bu ahenk ve insicam bizzat yaratıcısı tarafından şu ayetle dile getirilmiştir: “Şüphesiz biz her şeyi bir ölçüye göre yarattık.” (Kamer 54/49)

Evren dikkatli bir şekilde incelendiğinde onda herhangi bir kusurun olmadığı görülmektedir. İnsana düşen bütün bu eşsiz nizama karşı ibret nazarıyla bakması ve acziyetinin farkına varabilmesidir. Bu hakikate Mülk suresindeki şu âyetle işaret edilmiştir: “Yedi göğü birbiriyle tam bir uygunluk içinde yaratan O’dur. Rahmânın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Gözünü çevir de bir bak, bir bozukluk görebiliyor musun?”

“Sonra gözünü tekrar tekrar çevir de bak; (kusur arayan) göz aradığını bulamadan bitkin olarak sana dönecektir.” (Mülk 67/3-4) Bu ayetlerde evrenin kusursuz yaratılışına, mükemmel bir şekilde işleyişine dikkat çekilmiş ve bu düzenin gelişigüzel bir şekilde var olmasının imkansızlığı vurgulanmıştır. 

Ekosistemde son yıllarda azımsanmayacak derecede bozulmaların olduğu gözlemlenmektedir. Ormanların azalması, su kaynaklarının kirletilmesi gibi birçok sebep doğal afetleri beraberinde getirmektedir. Bu durum ise can ve mal kayıplarına neden olmaktadır. Çevrenin kirletilmesine ve düzensiz kullanılmasına en fazla etki edenler ise hiç şüphesiz insanlardır. Allah (c.c) insanların bu tutumlarına Kur’ân-ı Kerîm’deki şu âyetle işaret etmiştir: “İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu; böylece Allah -dönüş yapsınlar diye- işlediklerinin bir kısmını onlara tattırıyor.” (Rûm 30/41)

Allah teala çevreyi insanın hizmetine sunmuştur. Öyleyse insanın, kendisine hizmet etmek için verilmiş parklara, bahçelere, akarsulara, sokaklara ve caddelere hasılı bütün çevreye iyi davranması hem Allah’a karşı kulluğunun hem de diğer insanlara karşı sorumluluğunun bir gereğidir. Zira Hz. Peygamber (a.s) çevrenin korunması ve ona önem gösterilmesine dair şu hadisi dile getirmiştir: “Ümmetimin iyi ve kötü bütün amelleri bana arz edilip gösterildi. İyi amelleri arasında, yoldan atılmış olan ezayı gördüm. Kötü amelleri arasında ise yere gömülmemiş tükürük de vardı.” (Müslim, Mesâcid, 57, I, 390). Bu hadis-i şerif ışığında Müslümanlığımızı sorguladığımızda gün içerisinde gözden kaçırdığımız birçok şeyin olduğunu görmekteyiz. Yoldan geçerken attığımız sigara izmaritleri, yiyip-içtiklerimizin ambalajları, kuruyemiş kabukları gibi birçok şeyi göz ardı etmekteyiz. Halbuki bizler için en üstün örnek olan Hz. Peygamber kendisine gösterilen en iyi amelin; insanlara eziyet verecek olan şeylerin yoldan kaldırılması olarak nitelendirmiştir. Bizler de gerek kulluğumuz gerekse de sünnete bağlılığımız noktasında diğer insanlara olan hak ve sorumluluklarımız sebebiyle yolda gördüğümüz hoş olmayan ne varsa kaldırmakla mükellefiz. 

Umuma açık yerlere gidildiğinde çoğu zaman göz zevkini bozan durumlarla karşı karşıya kalınmaktadır. Halbuki hiç kimsenin özgürlüğü diğer kimsenin hakkına geçecek genişlikte değildir. Buradan hareketle bir kimse Rasulullah’ın ifade ettiği gibi Allah’ın lanet ettiği kimselerden olmamak adına çevresinde hizmetine sunulmuş ne varsa iyi bakmalı ve insanlara eziyet verecek davranışlardan kaçınmalıdır.  

Halil İbrahim TEKİN

Korgun İlçe Vaizi