29.07.2020

HAFTANIN MAKALESİ (Kurban Bayramı)

Kurban Bayramı

                                                                                                                      

  Kurban; Allah ile yakınlaşmanın, O’nun yolunda fedakarlığın O’na karşı samimiyetin, O’nun emirlerine boyun eğmenin, O’na karşı gelmekten sakınmanın sembolik bir ifadesi, mülkün sahibinin yalnızca O olduğunu kabul ederek, bizlere verdiği nimetlere karşı şükrümüzün göstergesidir. İnsanlık tarihinin başlangıcından beri var ola gelen Kurban,  Hz Adem (A.S)’in iki oğlu tarafından Allah’a sunulması istenirken aranan takva[1] ve samimiyet, Hz İbrahim (A.S) ve oğlu Hz. İsmail (A.S)’ in sınandığı o büyük imtihan neticesinde beklenen teslimiyet, fedakarlık ve adanmışlıktır…

  Hanefi mezhebinde dinen zengin sayılan, akli melekeleri yerinde, buluğa ermiş ve mukim (yolcu olanların da mukimlerle birlikte kurban kesmesinde bir beis yoktur) olan her Müslümana vacip, Hanefilerin dışında kalanlara göre ise; müekked sünnettir. Kurban; belirli şartları taşıyan hayvanların belirlenmiş olan günlerde usulünce Allah için kesilmesidir.

Sahih hadisler ışığında, hicretin ikinci yılından itibaren meşru kılındığını öğrendiğimiz Kurban Bayramı, Zilhicce ayının 10. 11. 12. 13. günleridir.  Peygamber Efendimiz (S.A.S) ‘in de hayatı boyunca bu ibadeti bizzat yerine getirdiği ashabını da bu konuda teşvik ettiğini görmekteyiz.

Kurban ibadetinin dini açıdan meşruiyetinin önemi ve değeri, bir bakıma sosyal ve ictimai hayata olan katkısıyla da ortaya çıkmaktadır. Şöyle ki; Peygamber Efendimizin tavsiyesi ile günümüze kadar Müslümanlar için taşıdığı anlam ve kurban etlerinin değerlendirilmesine dair yapılan uygulamalar bunun en büyük göstergesidir. Bu itibarla, üçte birinin yoksullara dağıtılması, üçte birinin akraba ve komşulara ikram edilmesi, üçte birinin de aile efradına ayrılması uygun olan davranıştır. Senede bir kez bile evine et alıp yiyemeyenlerin gözetilmesi, bencillikten, cimrilikten kurtulup paylaşma ve yardımlaşmanın ulvi mertebelerine ulaşma, birlik beraberlik ve kardeşlik bağlarının canlı tutulması amacını gütmektedir.

  Fıkhi hükmü açısından farklı görüşler olsa da hem kurban kesenin şükrü, hem ihtiyaç sahibi olup da kurban kesemeyenler için Rabbimizin ikramı olarak görmek gerekir. Başka bir açıdan ise; Rabbimizin yolunda kendimizden neleri kurban edebildiğimiz konusunda düşünmeye,  kötü duygulardan ve davranışlardan uzaklaşma ve arınmaya sevk eden bir ibadettir Kurban.

Bu vesile ile tüm İslam âleminin kurban bayramı mübarek, kesilen kurbanlarımız Rabbimizin katında makbul olması duasıyla… “De ki: Benim namazım, (her türlü) ibadetim, hayatım ve ölümüm, hepsi âlemlerin rabbi olan Allah içindir.” (En’am,6/162)

Şükran YÜZBAŞI

ADRB Vaizi

 

[1] “Onlara Âdem’in iki oğlunun haberini gerçeğe uygun olarak anlat: Hani ikisi de birer kurban sunmuşlar, birininki kabul edilmiş, diğerininki kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen, diğerine, "Andolsun seni öldüreceğim!" dedi. O da dedi ki: "Allah ancak takvâ sahiplerinden kabul eder.” (Maide,5/27)