01.04.2021

İSLAM’DA SÖZ SÖYLEME ADABI

Ekrem AVCI
Vaiz

İslam dini, sadece camiye hapsedilebilecek veya sadece ibadetlerle sınırlandırılabilecek bir din değildir. Aksine, yeme-içmeden, oturup-kalkmaya varıncaya kadar hayatın her alanına dair hükümler, kurallar koyar. Yani, İslam müslümana bir yaşam biçimi, bir hayat tarzı sunar. İslam’ın hakkında düzenleme getirdiği, bir standart sunduğu bu alanlardan biri de toplum içerisinde konuşurken müslümanın dikkat etmesi gereken hususlardır.

İslam, müslümana tatlı dilli-güler yüzlü olmayı, kısacası geçim ehli kimse olmayı öğütler. Bunu anlatırken de peygamberlerin tebliğ görevlerini yerine getirirken kullandıkları üsluplar veya onlara tavsiye edilen konuşma şekli bizlere örnek gösterilir. Her ne kadar Taha suresi 44. Ayet Musa (a.s) ile Harun (a.s)’a, Nahl Suresi 125. Ayet peygamberimize hitap ediyor olsa da aslında onların şahsında müslümana konuşurken veya tartışırken üslubunun nasıl olması gerektiği konusunda bir ders verilmektedir. 

Aynı şekilde, konuşurken övünmenin, söylenen söz doğru bile olsa, Allah’ın hoşuna gitmediği ve aynı zamanda övünmenin insanı kibre, kendini beğenmişliğe sürükleyeceği Hadid Suresi 23. Ayette haber verilmektedir. Kibir ise, Allah’ın en sevmediği, rahmetinden ve cennetinden kişiyi uzaklaştıran bir ameldir (Müslim, İman 149). Zaten şeytanın da cennetten kovulmasına sebep olan davranışı Hz. Âdem’e (a.s) karşı kibirlenmesi ve kendisini üstün görmesiydi (Sad 38/76). 

Bunun yanısıra İslam, konuşurken, karşısındaki kimseyle alay eder tarzda konuşmayı veya kötü lakaplarla hitap etmeyi fasıklık olarak nitelemiş ve bu şekilde konuşmaktan müslümanı şiddetle men etmiştir. İnsanların giyim-kuşamına, yaşam şekline, mesleğine, meşrebine göre değerlendirmenin ve muamelede bulunmanın yanlışlığını “belki de alay edilen alay edenden Allah katında daha hayırlıdır” (Hucurat 49/11) ifadesiyle ortaya koymuş ve Hümeze suresinde de alay edenlerin çarptırılacağı cezayı haber vermiştir. 

Müslümanca konuşmanın kurallarından birisi de, konuşurken yalandan, gıybetten, suizanda bulunmaktan ve laf taşımaktan uzak durmaktır. Çünkü yalan konuşmak münafıkların özelliğidir (Buhari, İman 24) ve bu davranış büyük günahların en büyüğü olarak ifade edilmektedir (Buhari, Şahadet 10).  Bu nedenle hangi sebeple olursa olsun, hatta ucunda kendisi, ailesi, sevdikleri zarar görecek olsa bile müslüman yalan söylememelidir (Nisa 4/135). Gıybet yapmak veya suizanda bulunmak, ölmüş bir insanın etini yemek kadar çirkin bir şeydir  (Hucurat, 49/12) Anlatılan şeylerin doğru olması veya yüz yüze geldiğinde aynı şeyleri söyleyebilecek olmak gıybeti yapan kişiyi günahtan kurtarmaz ( Müslim, Birr 70). Laf taşımak ise, toplum içinde kin ve nefretin, fitnenin, kargaşanın yayılmasına sebep olur. Tıpkı yalancılık gibi, insanlar arasında laf taşımak da münafıkların özelliğidir. 

Bunlardan başka, konuşurken muhatap kimseye arkasını veya yanını dönmemesi, konuşanın sözünü kesmemesi, nerede nasıl konuşması gerektiğini bilmesi, kendisini her konuda fikir beyan etmek zorunda hissetmeyip gerektiğinde susabilmesi, söz verdiğinde sözüne sadık kalması, müstehcen sözler sarf etmekten kaçınması, iğneleyici konuşmaması, üç kişi bir arada bulunurken üçüncü kişiyi dışlar tarzda iki kişinin kendi aralarında fısıltı ile konuşmaması müslümanın önemli meziyetlerindendir.