22.02.2019

HAFTANIN MAKALESİ (İLETİŞİM AHLÂKI)

21. yüzyılın ‘İnternet Çağı’ olmasıyla birlikte adeta bir ‘köy’ haline gelen günümüz dünyasında toplumsal problemler sıralaması da bir evirilme yaşamış durumdadır. Hukuktan ekonomiye, sanattan spora birçok alanda yeni bir literatüre ihtiyaç duyacak nitelikte problemler husule gelmiştir. Her konuda olduğu gibi, iletişimin maksimum hıza ulaştığı böyle bir dönemde bu konu hakkında da dinin prensiplerine müracaat etmek ve bu anlamda sınırlarımızın ne olduğunu öğrenmek elzem hale gelmiştir.

İletişim gönderici ve alıcı konumundaki iki insan ya da insan grubu arasında gerçekleşen duygu, düşünce, davranış ve bilgi alışverişidir. Ahlâk ise insanın kendisi dâhil, varlıkla ve insanlarla ilişkilerinde nasıl davranması ya da davranmaması gerektiğini gösteren değer yargıları bütünüdür. Bu iki kavramın bir araya gelerek bir konuya başlık olması günümüz dünyasında buna duyduğumuz ihtiyacın sonucudur. Özellikle sosyal medya araçlarının kullanıcı sayısı bağlamında ülkemizin genel durumunu göz önüne aldığımızda bu ihtiyacın ne kadar elzem olduğunu görmekteyiz. 2018 yılı verilerine göre; nüfusun %67’sini oluşturan 54,3 milyon internet kullanıcısı, nüfusun %51’ini oluşturan 51 milyon aktif sosyal medya kullanıcısı, nüfusun %54’ünü oluşturan 44 milyon aktif mobil sosyal medya kullanıcısı olan bir ülkede yaşamaktayız. Bu rakam her iki kişiden birinin sosyal medyada aktif olarak var olup binlerce insanla aynı anda iletişime geçtiği sonucunu ortaya çıkarıyor. Hem dünya hem ahirette mutluluğu tesis etmenin yegâne yolu olan dinin iletişim ahlakına dair ortaya koyduğu prensipleri şöyle sıralayabiliriz;

*Kişi reel hayatta Allah’ın vaz etmiş olduğu emirlerle ilgili ne nispette sorumluysa sanal âlem diyebileceğimiz sosyal medya araçlarını kullanırken de aynı nispette sorumludur.

*Hucurat Suresi 6. Ayet-i kerimede ifadesini bulan; “Ey iman edenler! Size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın.” İlkesi sosyal medya kullanımında ser levha olarak görülmesi gereken bir prensiptir.

*İnsanlara karşı hoşgörülü olmak sorumluluğu sanal dünyada da devam etmektedir. “Rahmân’ın kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürüyen kimselerdir. Cahiller onlara laf attıkları zaman, "selâm!" der (geçer)ler.” (Furkan Suresi/63)

*Muhatabımıza karşı yumuşak bir konuşma üslubu ile hitap etmemiz gerektiğini hatırdan çıkarmamak gerekir. Hz. Musa (a.s.) ve Hz. Harun (a.s.)’ı Firavun’a gönderen Yüce Allah, Firavun’a karşı kullanmaları gereken üslupla ilgili "Ona yumuşak söz söyleyin. Belki öğüt alır yahut korkar." Buyurarak iletişimle ilgili takınmamız gereken genel tavrı bizlere salık vermektedir.

*Mü’minlerin kardeş olduğu prensibini esas alarak kardeşlik hukukunun reel hayatta olduğu gibi sosyal medya araçlarını kullanırken de gözetilmesi gerektiğini unutmamalıyız. “Mü'minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah'a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.” (Hucurat Suresi/10)

*Lokman (a.s.)’ın oğluna verdiği öğütlerden “Küçümseyerek surat asıp insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Çünkü Allah hiçbir kibirleneni, övüngeni sevmez." Prensibi sosyal medya araçlarında bu amaca hizmet edecek nitelikte paylaşımlar yapmaktan bizleri alıkoymalı. Hayatımızda önemli görüp paylaşmaya niyet ettiğimiz şeylerin bizi kibre sevk edecek nitelikte olup olmadığını anlamak için kalbimize müracaat etmeliyiz.  Bu ihtimal mevzu bahis ise buna sebep olacak şeyleri paylaşmaktan imtina etmeliyiz. Bizler kişisel egomuzu bu yolla teskin ederken birçok insanın haset duygularını kabartıp şahsımıza yönelik kötü duygular beslenmesine de sebep olmuş oluruz. Bu durum da kardeşlik hukukumuzu zedelemiş olur.

*Allah katında üstünlük sebebinin ‘takva’ olduğunu hatırdan çıkarmamak gerekir. Zira Yüce Allah; “Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O'na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdâr olandır.” Buyurmaktadır. (Hucurat Suresi/13)

*Mahremiyet ile ilgili sınırlar sosyal medya araçlarında daha çok dikkat edilmeye değerdir. Gayri ahlaki hususlara daha çok maruz kaldığımız sosyal medya araçlarında nefsimizi kontrol etmek için ayrıca çaba sarf etmemiz gerekmektedir. Bir telefon, tablet ya da bilgisayarın arkasında bulunmak bizi cesaretlendirse de Allah’ın murakabesi altında olduğumuzu hatırdan çıkarmamak gerekir.

Sonuç olarak iletişim ahlâkımızı şekillendirirken “Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.” (İsra Suresi /36) ayetini kendimize prensip edinmeliyiz.

 

                                                                                                Melek OVACIKLI

                                                                                                İl Müftü Yardımcısı