Anne Baba: Cennetin İki Kapısı
Kur’an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde bir Müslümanın Allah’a karşı olan görev ve sorumluluklarından bahsedildiği gibi yarattıklarına karşı olan görev ve sorumluluklarından da bahsedilmiştir. Yarattıkları içinde insana en çok yakın olan ve insan üzerinde en çok hakları bulunan hiç şüphesiz anne ve babadır.
Yüce Rabbimiz bizleri yaratmış ve bizleri birçok nimete mazhar kılmıştır. Bu nimetlerin en önemlilerinden bir tanesi ise anne ve babadır. Anne ve baba, Allah’ın kullarına olan rahmetinin birer yansımasıdır. Onların sevgisi, fedakârlığı, şefkati dünyada benzeri olmayan bir duygudur.
Hayatımızın her alanını tanzim eden Rabbimiz, bize karşı en fazla mesai harcayan, bizimle sevinip bizimle üzülen, bizim her türlü çilemizi çeken, çoğu kez kendi hayatlarından bizim için feragat eden, bizim ihtiyaçlarımızı kendi ihtiyaçlarından önde tutan; tüm bunları da zorunda olduğu için değil, içinden geldiği ve severek üstlendiği için gerek bize karşı gerekse anne babamıza bize karşı bazı vazifeler yüklemiştir.
Anne ve babaya iyilik etmek, sadece bir görev değil; aynı zamanda büyük bir ibadettir. Birçok sahabe, anne ve babasının duasını almak için gayret gösterirdi. Çünkü onların rızasını kazanmak dolaylı olarak Allah’ın rızasını kazanmak anlamına gelmektedir.
Bir adam Peygamberimizev (s.a.v) geldi ve dedi ki: “Ey Allah’ın Resulü! İnsanlar içinde en çok iyilik yapmam gereken kimdir?” Resulullah (s.a.v) buyurdu: “Annen.” Adam tekrar sordu: Sonra kim? Resulullah (s.a.v): “Annen” dedi. Adam tekrar: Sonra kim? diye sordu. Resulullah (s.a.v): “Annen” diye cevap verdi. Sonra kim? Resulullah (s.a.v): “Baban” (Buhârî, Edep, 2) Bu hadis-i şerif, anne ve babamıza değer vermemiz gerektiğini bizlere göstermektedir. Elbette babamız da bizim başımızın tacıdır. Onların her birine ayrı ayrı değer vermeli, onları üzmekten ve kırmaktan imtina etmeliyiz.
Bir adam Hz. Peygamber’e (s.a.v) “Amellerin en üstünü hangisidir?” diye sorunca Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle cevap verdi: “Vaktinde kılınan namaz ve anne babaya iyilik etmektir. Sonra da Allah yolunda cihad etmek gelir.”
Ne hazindir ki, bugün birçok insan yaşlı anne ve babasını terk ediyor, huzurevlerine bırakıyor. Oysa bizler, cennetin annelerin ayaklarının altında olduğunu ifade eden bir Peygamberin ümmetiyiz (Nesâî, Cihad, 6). Bizim görevimiz; anne ve babamıza hürmette kusur etmemek, onları baş tacı etmektir.
Unutmayalım ki, hiçbir zaman kendimize yakıştıramadığımız/yaklaştıramadığımız yaşlılık hali ömrümüz olursa bir gün bize de gelecektir. Bugün ne ekersek yarın onu biçeceğiz. Bugün yaptıklarımız, yarın çocuklarımızdan göreceklerimizin aynasıdır.