İki Büyük Günah: İçki ve Kumar
İslam dini, insan sağlığına ve toplum düzenine zarar veren her türlü alışkanlığı yasaklamıştır. Bu zararlı alışkanlıkların başında içki ve kumar gelmektedir. İçki, insanı sarhoş ederek aklını devre dışı bırakır. Kumar ise insanı haksız kazanca alıştırır, tembelliğe sürükler.
Kur’an-ı Kerim içkinin tedrici bir biçimde yasaklandığını bildirir. İlk ayet, hurma ve üzümden elde edilen içkiden bahseder ancak onu güzel rızık olarak nitelendirmez. (Nahl, 16/67) Daha sonra gelen ayette ise, şarap ve kumarın büyük günah olduğu, zararlarının faydalarından daha büyük olduğu ifade edilmiştir. (Bakara, 2/219)
İçki hakkında inen bir diğer ayet ise içkili halde namaz kılmayı yasaklamıştır. (Nisâ, 4/43) Nihayet, içki ve kumar kesin olarak şu ayetle yasaklanmıştır: “Ey iman edenler! Şarap, kumar, putlar ve fal okları birer şeytan işi pisliktir. Bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.” (Mâide, 5/90)
Bu ayetin inmesiyle sahabe hiç tereddüt etmeden içkilerini dökmüş, ellerindeki kapları kırmıştır. Çünkü Allah’ın emri onlar için tartışmasızdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v) de “Sarhoşluk veren her şey haramdır.” (Müslim, Eşribe, 7) buyurarak sadece şarap değil, sarhoşluk veren her türlü içkiyi yasaklamıştır. “Çoğu sarhoş eden şeyin azı da haramdır.” (Tirmizî, Eşribe, 3) ifadesi de bu yasağın sınırlarını çizmiştir.
Peygamberimiz (s.a.v) içki bulunan bir sofrada oturmayı dahi yasaklamıştır. (İbn Hanbel, I, 20) Peygamberimiz (s.a.v) içkinin zararlarını “İçkiden sakının! Çünkü o, kötülüklerin anasıdır.” (Nesaî, Eşribe, 44) sözleriyle ifade etmiş, sadece içeni değil; içkiyi sunan, taşıyan, satan, sıkan ve satın alan herkesin günahkar olduğunu ifade etmiştir. (İbn Mâce, Eşribe, 6)
Kumar da tıpkı içki gibi, bireyi ve toplumu iflasa sürükleyen bir haramdır. Helal kazanca önem veren dinimiz, kumar gibi yollarla elde edilen kazancı batıl sayar Bu konuda Rabbimiz; “Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda bâtıl yollarla yemeyin.” (Nisâ, 4/29) buyurmaktadır.
İçki ve kumarın birlikte yasaklandığı ayet-i kerimede (Mâide, 5/9), bu iki günahın benzerliğine dikkat çekilmiştir. Peygamberimiz (s.a.v) kumar amacıyla bir oyunu oynayanları da şiddetle uyarmış ve şöyle demiştir: “(Kumar amacıyla) tavla oynayan kişi, elini domuzun etine ve kanına batırmış gibidir.” (Müslim, Şiir, 10) Hatta kumar oynamaya davet eden kişiye “Gel, seninle kumar oynayalım” diyenin günahından dolayı sadaka vermesi gerektiğini söylemiştir. (Buhârî, Tefsîr, Necm 2)
İçki ve kumar bireyin sağlığını, aklını, malını ve ahlakını tahrip ettiği gibi aile düzenini de bozar. Eşler arasında tartışmalar, çocukların ihmali, maddi sıkıntılar ve ahlaki çöküş bu günahların en ağır sonuçlarındandır. Trafik kazaları, cinayetler, şiddet olayları ve borç nedeniyle intiharların büyük bir kısmında içkinin etkisi büyüktür.
Bugün dijital oyunlar, mobil uygulamalar, bahis siteleri gibi modern araçlarla kumar, çok daha gizli ve yaygın bir hale gelmiştir. Gençlerin “şans oyunu” diye başladıkları oyunlar, büyük borçlara ve hatta aile facialarına yol açmaktadır. Bu sebeple aileler küçük yaşlardan itibaren çocuklarını bu alışkanlıklardan korumalı, ev ortamını kontrol etmelidir.
İçki ve kumar, çağımızda modern isimler ve araçlarla toplumların içine sızmaya devam etmektedir. Ancak isim değişse de hüküm değişmez. Bu alışkanlıklar bireyin hem dünya hem ahiret hayatını mahveder. Bu nedenle Müslümanlar olarak kendimizi ve evlatlarımızı bu iki büyük tehlikeden korumak, dinimizin ve vicdanımızın bizlere yüklediği bir sorumluluktur.
Peygamberimiz (s.a.v) kötülük yapanlara sadece ceza verilmesini değil, aynı zamanda dua edilerek kurtarılmalarını da tavsiye etmiştir. “Allah’ım, onu mağfiret eyle. Allah’ım, ona rahmet eyle.” (Ebû Dâvûd, Hudûd, 35) diyerek günahkârın arkasından dua edilmesini istemiştir.
Yusuf AYDOĞAN
ADRB Vaizi