Hz. Peygamber: Yaşayan Kur’an
Rabbimiz, insanı karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için Kur’an-ı Kerim’i göndermiştir. Bu Yüce Kitab’ın ilk muhatabı ve en güzel uygulayıcısı Peygamber Efendimiz’dir (s.a.v). O, sadece Kur’an’ı insanlara tebliğ eden bir elçi değil, Kur’an’ın anlamını hayatında gösteren bir örnektir. Hz. Âişe (r.a.) validemize, “Resûlullah’ın ahlâkı nasıldı?” diye sorulduğunda, “Sen hiç Kur’an okumuyor musun? Onun ahlâkı Kur’an’dı” (Müslim, Müsâfirîn,139) cevabını vermiştir.
Yüce Allah, “Müminler kesinlikle kurtuluşa ermiştir; onlar namazlarında derin bir saygı hali yaşarlar.” (Mü’minûn, 23/1–2) buyurarak kulluğun özünü bildirmiştir. Hz. Peygamber (s.a.v) bu ayeti hayatına yansıtarak kulluğun en güzel örneğini sergilemiştir. Abdullah b. Şıhhîr (r.a.) anlatır: “Bir keresinde Resûlullah (s.a.v) namaz kılıyor ve ağlamaktan dolayı göğsünden kaynayan kazan sesi gibi sesler geliyordu.” (Ebû Dâvûd, Salât 158) Onun ibadet hayatı, huşu ve teslimiyetin en yüce örneğidir.
Kur’an, adaletin ve hakkaniyetin toplumun temeli olduğunu bildirir: “Şüphesiz Allah size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor.” (Nisâ, 4/58) Hz. Peygamber (s.a.v) bu ilkeyi yaşatmış, “Muhammed’in kızı Fâtıma hırsızlık yapsa onun da elini keserdim.” (Müslim, Hudûd, 9) buyurarak adaletin önünde hiçbir ayrıcalığın olamayacağını vurgulamıştır.
Rabbimiz, “Ey iman edenler! Sabredin, sebât gösterin ve Allah’a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz.” (Âl-i İmrân, 3/200) buyurarak sabrın önemini öğretmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.v), sıkıntılar karşısında her zaman tevekkül ve metanet göstermiştir. Taif’te taşlandığında bile Rabbine yönelmiş ve ümmeti için dua etmiştir. Bu yönüyle O (s.a.v), sabır ve tevekkülün en yüce örneğidir. “Kim sabrederse Allah onu yüceltir, kim kanaat ederse Allah onu zengin kılar” (Tirmizî, Zühd, 37) hadisiyle de sabrın değerini bildirmiştir.
Tevazu, müminin süsü, Peygamber ahlâkının en belirgin özelliğidir. Yüce Allah, “Rahmân’ın has kulları yeryüzünde tevazu ile yürürler...” (Furkan, 25/63) buyurur. Resûlullah (s.a.v) bir adamın kendisine heyecanla yaklaştığını görünce, “Sakin ol! Ben bir kral değilim. Ben ancak,(Güneşte) kurutulmuş et yiyen Kureyşli bir kadının oğluyum.” (İbn Mâce, Et’ıme, 30) diyerek tevazunun zirvesini göstermiştir.
Kur’an, paylaşmayı ve infakı emreder: “Ey iman edenler! Alım satım, dostluk ve aracılığın olmadığı bir gün gelmeden Allah’ın size verdiklerinden harcayın.” (Bakara, 2/286) Hz. Peygamber (s.a.v) bu ayeti hayatında uygulamış, sahabenin ifadesiyle “Resûlullah (s.a.v), esen rüzgârdan daha cömert idi.” (Buhârî, Bed’ü’l-vahy, 1) ve kendisinden bir şey istendiğinde asla “hayır” dememiştir.
Cömertlik ve diğergâmlık sadece maddi değil, manevi bir paylaşımı da içerir. Ensardan bir aile, misafirine ikram edebilmek için kendi çocuklarını aç bırakmış; ertesi gün Peygamberimiz (s.a.v) onlara, “Bu gece Allah sizin davranışınızdan hoşnut oldu.” (Buhârî, Menâkıbü’l-Ensâr, 10) buyurarak bu iyiliği övmüştür.
Rabbimiz, “Onlarla (eşlerinizle) iyi geçinin.” (Nisâ, 4/19) buyurarak aile hayatında sevgi ve merhameti emretmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.v), “Sizin en hayırlınız, ailesine karşı en hayırlı olanınızdır; ben de aileme karşı en hayırlı olanınızım.” (Tirmizî, Menâkıb, 63) buyurarak bu ölçüyü belirlemiştir. Hz. Âişe (r.a.) de, “Resûlullah ailesinin işlerini görür, ezanı duyunca namaza giderdi.” (Buhârî, Nafakât, 8) demiştir. O (s.a.v), ailesine sevgiyle yaklaşan, kırıcı olmayan bir eşti.
Hz. Peygamber’in (s.a.v.) hayatı, Kur’an’ın hayata yansımış hâlidir. Rabbimiz, “Şüphesiz ki Allah’ın Resûlünde sizin için güzel bir örnek vardır.” (Ahzâb, 33/21) buyurmuştur. O’nun (s.a.v) hayatı, Kur’an’ın ahlâkını yaşamanın en somut örneğidir. “Şüphesiz sen en yüce bir ahlâk üzeresin.” (Kalem, 68/4) ayeti, Peygamberimizin (s.a.v) ahlâkını en veciz biçimde ifade eder.
Peygamber Efendimiz (s.a.v), sözleriyle öğrettiği her değeri hayatında yaşatmıştır. O (s.a.v), sabırda, merhamette, cömertlikte, adalette ve tevazuda Kur’an’ın yaşayan timsalidir. Rabbimiz, bizleri Kur’an’a bağlı, Peygamberimizin (s.a.v) izinden giden, O’nun (s.a.v) ahlâkıyla ahlaklanan kullarından eylesin. Kalplerimizi Kur’an’la nurlandırsın, hayatımızı sünnetle güzelleştirsin.
Abdulkadir AKSOY
Çankırı İl Müftülüğü Fetva Vaizi