03.06.2021

İSRAF VE TASARRUF

İsraf, sözlükte “haddi aşma, hata, cehalet, gaflet” gibi anlamlara gelmektedir. Terim olarak israf, inanç, söz ve davranışta dinin, akıl veya örfün uygun gördüğü ölçülerin dışına çıkmayı, özellikle mal veya imkânları meşrû olmayan amaçlar için saçıp savurmayı ifade eder. (Cengiz Kallek, İsraf, DİA, 2001 İstanbul, XXIII, 177-178)

Maddi ve manevi servetini boş yere telef eden, sosyal durum ve mevkii ile bağdaşmayan, gelirini giderini bilmeyen, lüzumsuz masraflara giren her kişiye müsrif denir. Harcaması gereken yerde harcamayan da kişiye de cimri denir. Bu ikisi istenmeyen vasıflardır. Buna mukabil iktisatlı, tasarruflu olma, her hususta da itidal üzere bulunmak lüzumundan fazla veya az harcamamak gerekir. (Talat Sakallı, Hadisler ve Yorumlar, s. 304)

Gıda maddelerinin çürütülmesi, yemek, sebze ve meyvelerin çöpe atılması, giyilebilen giysilerin, kullanılabilen ev eşyalarının vb. sırf moda uğruna atılıp yerine yenilerinin alınması, gereksiz yere elektrik tüketilmesi, suyun boş yere akıtılması, yeme ve içmede ölçünün kaçırılması gibi her türlü tutum ve davranış israftır. (İsraf, DİB, Ankara 2018, 33)

İnsan sahibi olduğu yiyecek, içecek, giyecek, mesken vb. nimetleri sorumsuz, sınırsız tüketme yetkisine sahip değildir. İnsan kendisine verilen nimetlerden elbette hesaba da çekilecektir. “Nihayet o gün (dünyada yararlandığınız) nimetlerden elbette ve elbette hesaba çekileceksiniz.” (Tekasür, 101/8) ayeti kerimede bu hesabın mutlak surette olacağını haber verilmektedir. 

Bir defasında Hz. Peygamber (s.a.s.) Sa’d b. Ebu Vakkas’a abdest alırken uğramıştı. Resûlullah (s.a.s.), (onun suyu aşırı kullandığını görünce):

“Ey Sa’d! Bu ne israftır!”  buyurdu. Sa’d b. Ebu Vakkas:

“Abdestte de israf olur mu?” dediğinde Hz. Peygamber (s.a.s):

Evet, hatta akmakta olan bir nehirde abdest alsan bile” buyurdu. (İbn Mâce, Taharet, 48; İbn Hanbel, Müsned, II, 221)

Suyun kirletilmemesine, su ile temizliğe önem veren dinimiz, suyun israf edilmemesini emretmiştir. İbadete hazırlık içinde olsa, bitmeyeceğini düşündüğümüz akan bir nehrin kenarında da bulunulsa su israf edilmemelidir. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de tatlı ve temiz su kaynakları bilinçsiz tüketim sebebi ile azalmaktadır. İsraf, dikkat edilmezse alışkanlık haline gelebilmektedir. Abdest alırken, diş temizliğinde, banyoda, mutfakta dikkat edilirse ciddi tasarruf sağlanabilir. Suyu verimli kullanmak için gereksiz su kullanımından sakınmalı, arızalı musluklar tamir edilmeli, banyoda, temizlikte su ihtiyaç miktarınca kullanılmalıdır. Su tasarrufu ile temiz su kaynaklarımızın azalmasının önüne geçilecek, böylece gelecek nesillerimize daha iyi bir dünya mirası bırakmış olacağız.

İsraf sadece servet ve parada olmamaktadır. İnsan kendisine emanet edilen, sorumlu olduğu pek çok konuda israfa düşebilmektedir. Resulüllah (s.a.s) buyurdular ki: İki nimet vardır. İnsanların çoğu onları (değerlendirme) hususunda aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit.(Buhari, Rikak,1) Allah Resulü (s.a.s), zamanı iyi değerlendirme ve sağlığın kıymetini bilme hususunda insanın bilinçsiz olabileceğine dikkat çekmiştir. Ömür ve zaman insanın en büyük sermayesidir. Günümüzde insanların pek çoğu televizyon karşısında, akıllı telefonlarla, sosyal medyada dünya ve ahirete hiçbir faydası olmayan işlerle zamanlarını boşa geçirerek israf etmektedirler. Yüce Rabbimiz Müminleri anlatırken,  “Onlar boş şeylerden yüz çevirirler.” (Müminun, 23/3) buyurmuştur.

İsraf etmemek ve tasarruflu olmak için:

Tüketim, ihtiyaca göre yapılmalıdır. Her ihtiyacı karşılamak mümkün olmadığından, ihtiyaçlar arasında önem sırası belirlenmeli,sonrasında tüketim iktisadî ve ahlakî kurallara uygun yapılmalıdır. Gönlü ve gözü tok, Allah'ın verdiği rızka razı, kanaatkar olunmalıdır. Sâdî Şirazi şöyle der: “Aç gözlü birine dünyayı versen doymaz. Kanaatkâr biri ise kuru ekmekle doyar.” Gösteriş, kibir amaçlı tüketimden sakınılmalıdır.

Nimetler birer emanet olup, sorumsuzca, ölçüsüzce, bencillik ve hırsla tüketilmemelidir. Nimetlerin ölçüsüzce kullanımı israf olur. İsraf, Rabbimizin yasakladığı, Müslüman’a yakışmayan davranıştır. Verilen her nimetten mutlaka hesaba çekileceği unutulmamalıdır. Bilinmelidir ki yaşadığımız bu dünya haz, zevk ve tüketim için var edilmemiştir. Dünya ve içindekiler eşrefi mahlûk olan insana emanettir.

Rabbimiz malımızı ve hayatımızı bereketli eylesin, rızası doğrultusunda bir hayat sürmeyi, israftan sakınan, cömert, tasarruflu kullarından olabilmeyi nasip eylesin.

 

                                                                                                       Hüseyin Yazıcı

                                                                                                          İl Vaizi