14.06.2022

İslam’da Çocuk Eğitimi (Makale)

Allah’ın bizlere ihsan ettiği çocuklar bir emanet ve imtihan vesilesidir. Allahu Teala çocuklarının fıtratını koruyarak İslam ahlakı üzere yetiştirenlere ise mükafat vereceğini müjdelemiştir. Yüce Rabbimiz bu konuya dikkatimizi şu ayeti kerime ile çekmektedir: Mallarınız ve çocuklarınız ancak birer imtihandır; Allah katında ise büyük bir mükâfat vardır. (64/Tegâbun-15)

Çocuklar bir lütuftur ki; biz öldükten sonra bize hayır dua eden evlatlarımız vesilesiyle amel defterimiz kapanmaz sevap ve mükâfata nail oluruz.Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “İnsan ölünce, üç ameli dışında bütün amellerinin sevabı kesilir: Sadaka-i câriye, kendisinden istifade edilen ilim, arkasından dua eden hayırlı evlât.” ( Müslim, Vasiyyet 14.)

Birçok eğitimcinin “ Altı yaşa kadar çocuğun karakteri nasılsa, ondan sonraki yaşantısında fazla ekleme yapılmayıp, aynı izlerin devam ettiğini” söylemeleri önemlidir. Çocuklar gelecekte hayatlarına yön verecek ahlaki değerleri aile içinde anne babasından öğrenir. Rasulullah (sav) hadisinde çocuğun iyi veya kötü yetişmesinde ailenin fonksiyonunu şöyle ifade etmektedir:“Her çocuk fıtrat üzerine doğar, onu anne ve babası Yahudileştirir veya Hıristiyanlaştırır veya Mecusileştirir.” (Müslim, Kader 22,). Cennet çiçeği çocuklarımız bize tertemiz olarak emanet edilir. Onları fıtrat üzere yetiştirmek bizim asıl görevimizdir. Bunu ne kadar yapıyoruz? Çocuğumuzun midesini düşündüğümüz kadar, gönlünü doyuruyor muyuz?

        Eğitim gibi kutsal bir uğraşının ilk basamağı, çocuğun varlığını tanımak, ona insan olmakla doğuştan hak ettiği saygıyı göstermektir. Muhatabına değer vermeyen ve onun kişiliğine saygı duymayan bir eğitimcinin başarılı olması imkânsızdır. Hz. Peygamber’in çocuklarla iletişiminde, “onları adam yerine koymak” şeklinde özetleyebileceğimiz bir itina derhâl göze çarpmaktadır. Fikirleri değer gören, duyguları dinlenen ve ihtiyaçları dikkate alınan bir çocuğun, anne babası ile sağlıklı bir ilişki geliştirebileceği, dolayısıyla terbiyesi için harcanan gayrete olumlu tepkiler vereceği açıktır. Bu bağlamda Sevgili Peygamberimizin çocuklara selâm vermesi, (Müslim, Selâm, 14) hatırlarını sorması (Buhârî, Edeb, 81) ve tercihlerini öğrenmek istemesi, (Tirmizî, Ahkâm, 21) onları muhatap kabul etmesi anlamına gelmektedir.

Eğri ağacın gölgesi doğru olmaz. Eğri cetvelden doğru çizgi çıkmazgibi sözlerimiz aslında çocuk eğitiminde en önemli noktayı bize hatırlatır. Çocuklar bize benzer. Ne söylediğinize değil ne yaptığınıza bakarlar.Biri, İbn-i Haldun’a sordu: "Çocuklarımızı nasıl terbiye edelim?" İbn-i Haldun dedi ki:" “Çocuklarınızı terbiye etmeye çalışmayın. Zaten size benzeyeceklerdir. Kendinizi terbiye edin yeter. Kendini ıslah etmeyen başkasını ıslah edemez. O yüzden çocuklar istediğiniz gibi değil yetiştirdiğiniz gibidir” denmiştir.

Çocuklarımıza her şeyden önce Allah inancını ve imanını öğretmeliyiz. Rasulüllah (sav) çocuklara ilk olarak Allah’ın yüceliğini ifade eden, tevhide vurgu yapan ayetler öğretmiş ve öğretilmesini tavsiye etmiştir. Abdu’l-Muttalip ailesinden bir çocuk güzelce konuşmaya başlayınca Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem  ona yedi kere şu ayeti okutur, öğretirdi: “De ki: Hamd, hiçbir çocuk edinmeyen, hâkimiyette ortağı olmayan, âcizlikten dolayı bir yardımcıya ihtiyacı bulunmayan Allah’a mahsustur. Sen O’nu tekbir ile yücelt.” (İsrâ Suresi, 111) Doğduğunda kulağına ezan ve kamet okuyarak ismini vermeliyiz. Büyütürken helal lokma ile büyütmeliyiz. Yediği gıdaların helal ve temiz olmasına özen göstermeliyiz.Konuşmaya başladığı andan itibaren “Rabbim Allah, Peygamberim Hz. Muhammed, Lailahe İllallah, Elhamdülillah, Bismillah..” gibi kelimeleri öğretmeliyiz.

      İman eğitiminden sonraki en önemli adım ibadet eğitimidir. Düzenli bir ibadet hayatı kişiyi dünya ve ahirette mutluluğa ulaştırır. Peygamberimiz(sav):“ Çocuklarınıza yedi yaşına geldiklerinde namaz kılmalarını öğretin.” ( Ebû Dâvud, Salat 25)Buyurur.

Hz. Peygamber çocukların ibadet eğitimine önem verirdi. Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz Birçok kere torunu Ümame’yi omzuna alarak mescide gelir ve o şekilde namaz kıldırırdı. Enes Bin Malik çocukluk döneminde Hz. Peygamber ile sahura kalktığını, sabah namazını kıldığını ve oruç tuttuğunu belirtmiştir.Evde namaz kıldığımızı, ezana saygımızı, Kuran okuduğumuzu çocuğumuz görmeli. Bir işe besmele ile başladığımızı, Ramazan da oruç tuttuğumuzu, Ramazan ve Kurban bayramı gibi toplu ibadetlerimizi çocuğumuz bizimle beraber yaşamalı.

Peygamber Efendimiz bir hadisinde anne ve babanın çocuklarına bırakacakları en değerli şeyin güzel ahlak olduğunu şöyle ifade eder:Hiçbir baba çocuğuna güzel ahlaktan daha üstün bir şey bağışlayamaz.” (Tirmizi, Birr, 33) bu hadis aslında çocuğun ahlak eğitiminin önemine dikkat çekmektedir.   

Rasulullah(sav)  çocukların ahlak eğitimine önem vermiş onların ahlaki anlamda olumlu tavır geliştirmeleri için nasihat etmiş, örnek olmuş, yanlış davranışlarını bir eğitim fırsatı olarak değerlendirmiştir. Evde anne babanın merhameti, yardımlaşması, sorumlulukları çocuğa örnek olur.

Tesettür ve mahremiyet bilinci bu dönemde geliştiği için aile içerisinde giyim konusunda iyi örnek olunmalıdır. Anne ve baba İslam’ın emrettiği tesettüre uygun giyinmelidir.

Çocuklar anne ve babalarının odasına girerken izin istemesi gerektiğini yine anne ve babadan öğrenirler. Aile bireyleri bu noktada yaşa bakmadan özel alanlarına saygı duymalıdır.

Rabbim göz aydınlığı evlatlarımızı vatanına, bayrağına ve dinine hayırlı eylesin. Evlatlarımızı cennete girmemize vesile kılsın.

Yusuf AYDOĞAN

Cezaevi Vaizi

ÇANKIRI