24.04.2024

İMAN VE SALİH AMEL

İMAN VE SALİH AMEL

İman; Allah'ın varlığına ve birliğine Hz. Muhammed'in Peygamberliğine, Kur'ân'ın hak kitap olduğuna, Kur’an’da ve mütevatir sünnette haber verilen hususların doğru olduğunu kalben tasdik etmektir.

İmanın dil ile ikrarı; dünyada Müslüman olduğunun bilinmesi ve kendisine (cenaze namazını kılmak ve müslüman mezarlığına defnetmek gibi) İslâm hükümlerinin uygulanması için, gereklidir.

Salih amel; îmanın gereği olarak ihlas ve iyi niyetle yapılan, Kur'ân ve sünnete uygun olan her türlü söz, fiil ve davranışlara denir.

Bir amelin salih amel olabilmesi için;

a) Salih ameli yapan kişinin Müslüman olması,

b) Salih ameli imanın gereği olarak yapması,

c) Kur'an'a ve Sünnete uygun olması,

d) Tam bir ihlas ve iyi bir niyetle yapılması gerekir.

Hangi amellerin "salih amel" olduğu hususunda Kuran'a baktığımızda, Allah rızasına uygun olan her türlü söz, fiil, ibadet ve iyiliklerin "salih amel" olduğunu görmekteyiz.

Ancak dikkat edilmesi gereken çok önemli bir nokta vardır; bir ameli salih kılan şey, yalnızca onun sonucu değildir, onun arkasındaki "niyet"tir.

Adamın biri çölde yolculuk yaparken bir su kaynağının yanına varır ve dinlenmek için atından iner. Atının kaçmaması için yere bir kazık çakar ve atını oraya bağlar. Tekrar yola devam edeceği zaman “Benden sonra gelen bir başka yolcunun da işine yarar.” düşüncesiyle kazığı sökmeden orada bırakır. Daha sonra bir başka yolcu aynı yerde konaklar. Su kaynağına yöneldiğinde ayağı kazığa takılır ve düşer. O da “Benden sonra başka insanların canı yanmasın.” diye kazığı söküp atar. İki kişide birbirine zıt iki davranış yapmalarına rağmen ikisi de sevap bekleyecekleri iyi bir iş yapmışlardır. Adamlardan biri iyi niyetle kuyu yanına kazık çakmış, diğer bir kişide yine iyi niyetle başkalarının düşmemesi için söküp kaldırmıştır. Sonuçta iyi niyetlerinden ve amellerinden dolayı her ikisi de sevaba nail olmuşlardır. Hem niyet iyi olacaktır. Hem de ameller meşru olacaktır.

Hac Suresi'nde, bu gerçek şöyle açıklanır: Onların ne etleri Allah’a ulaşır ne de kanları; O’na ulaşacak olan sadece sizin takvânızdır… “(Hac Suresi, 22/37)

Kur’an’da iman ile salih amel arasında o kadar kuvvetli bir bağ kurulmuştur ki, imanın zikredildiği yerde peşinden hemen salih amel gelmektedir.

Mü’min; kalbine imanın sevgisini, aklına ilim ve hikmeti, günlük yaşamına ibadeti, huyuna ve ilişkilerine ahlakı uyarlarsa kâmil bir mümin olabilir. Gereği yerine getirilmeyen iman zayıf ve samimiyetten uzaktır.

Kuran'da, salih amellerin farklı şekilleri bildirilir. Namaz, oruç, infak (zekât), hac gibi temel İslami ibadetler salih amellerin başında gelir. İbadetlerin yanında; iyiliği emredip kötülüklerden sakındırma, hakkı tavsiye sabrı tavsiye, İslam’ın diğer insanlara tebliğ edilmesi, Kur’an ahlakının yaşanması için çalışılması, dine karşı yapılan fiili ve sözlü saldırıların bertaraf edilmesi, Kur’an'ın daha iyi anlaşılması için gayret gösterilmesi, Müslümanların her türlü kişisel ve sosyal probleminin çözümü gibi konuların hepsi son derece önemli salih amellerdir.

Allah’ın ve Rasülünün bizden bireysel ve toplumsal olarak yapmamızı istediği tüm ahlaki emirleri yapmak, bizlere yasakladıklarından sakınmak salih ameldir. Doğru söz söylemek salih amel olduğu gibi, yalandan uzak durmak da salih ameldir. Yoksulu doyurmak salih amel olduğu gibi yetimin malını korumak da salih ameldir.

Asr Suresinde imanla beraber salih amel insanı ziyandan kurtaran unsur olarak zikredilmiş arkasından bunların neler olduğu bildirilmiştir: “Asra yemin olsun ki, İnsan mutlaka ziyandadır. Ancak iman edenler, salih amel (iyi işler) işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye eden ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır.” (Asr, 103/1-2-3)

Kur’an-ı Kerîm’de Süleyman (a.s.)’ın salih amel işlemede Yüce Alah’tan yardım istemesi bize örnek olarak sunulmaktadır. Bizler de bu duayı her zaman yapmaya gayret edelim: “Ey rabbim!” dedi, “Gerek bana gerekse anne babama verdiğin nimete şükretmeye ve hoşnut olacağın iyi işler yapmaya beni muvaffak kıl. Rahmetinle beni iyi kullarının arasına kat!” (Neml, 27/19).

(Hazırlayan: Durali GÜL Çankırı İl Müftülüğü Cezaevi Vaizi